...
Sen taş kınası ellerinle
Bakraçlar ile berrak
Derin ve cömert bir kuyudan,
Daha karanlık adımlarla
Su çekersiniz belli, üç fidan yaşıtınla.
Nar bahçelerinde köyümün
Günahsız bir mayıs sabahı
Kavaklar uzun ince, uzun kavakların gölgesinde
Ben yiğit, iki kardaşımla,
Çıkmışız, aktan ak, verimli üç kısrak sırtına.
Tekli kırma, babadan kalma
Çakmaz tüfekler omza demişiz
Öyle almışım seni suyolunda.
O dem demişim,
Dotmam,
Sevmişim ama diyememiştim sana.
Yeşil bir gonca kokusuna
Baskın gelmiş zülüflerin
Kokar taze, kokar kadınsı...
Kemikler atılmış,
Şahbazlar uçmuş kol üstünden
Üç eşir, dört bucak yedi felek
Aramışlar, bulmuşlar bizi.
Başkaldırmışız amansız töresine
Gelmişler kapımıza.
Sidretü'n Nihal gölgesinde
Göğüs açmışız yaman hükmüne.
İçten yanan,
Bu sevda yangınında,
Su bitmişse eğer,
Kim demiş semender ölmez diye.